29 Mayıs 2015 Cuma

Neden Konuşuruz? Nasıl Konuşuruz?

Neden konuşuruz?
Bu sorunun tabi ki birçok sebebi vardır. Bu sebepleri biraz sayayım. Zaman geçirmek için, diğer insanlara karşı üstünlük sağlamak için, kendimizi tutamadığımız için, kendimizi, kendimize ispatlamak için, kendimizi doğru ifade edebilmek için, kendimizi savunmak için, can yakmak için, gönül almak için, kültürlenmek için, para kazanıp hayatımızı devam ettirebilmemiz için, kendimize ve çevremizdekilere yardım edebilmek için konuşuruz. Yine en çok da duygu ve düşüncelerimizi karşı tarafa iletmek için konuşuruz. Varlığımızı kanıtlamak yani bende buradayım diyebilmek için, doyum sağlamak için, çevremizi denetim altına alabilmek, kontrolü sağlayabilmek için, isteklerimizi bildirebilmek için konuşuruz. Bunları daha da artırabiliriz. Bence yine en önemlisi de sosyal bir varlık olduğumuz için konuşuruz. Sonuçta bizi verilmiş olan bir dil var, dilimizi kullanmamız gerekir. Her şeyi vücut diliyle anlatmaktan daha kolaydır bu.

Nasıl konuşuruz? 
Dillerimiz aracılığı ile konuşuruz. Konuşmanın yani ağızdan çıkan seslerin oluşmasında ve anlamlı ifadelere bürünmesinde organımız olan dil ve dudaklarımız etkilidir. Dil ya da konuşma, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan, kendisine özgü yasaları olan ve ancak bu yasalar çerçevesinde gelişen, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış seslerden örülmüş bir anlaşma sistemidir. Konuşma diliyle veya yazı diliyle konuşmamızda mümkündür. Kelime dağarcığı yazı diline göre sınırlı olan ve günlük hayatta kullanılan doğal dile konuşma dili denir. Bir ülkede resmi dil olarak kabul edilen ve her alanda aynı kurallarla kullanılan dil ise yazı dilidir. Konuşma, çeşitli organlarımızın ortaklaşa işleyerek ürettikleri seslerden ya da ses birimlerinden oluşan hecelerle ve bunlardan oluşan sözcüklerle sağlanır. Okuduğum bir makaleye göre; insanlar ses dalgalarını, ses birimlerini kulağındaki salyangoz sayesinde titreyerek duyar. Konuşması, bir sözcüğü söyleyebilmesi için ise seslerin dalgalar halinde olması gerekirmiş. Ancak konuşurken, çoğunlukla nasıl söylediğimiz, ne söylediğimizden daha etkilidir. Bir konuşmada konunun içeriği kadar söyleyiş tarzı da önemlidir. Neyi, ne zaman, nerede, nasıl söyleyeceğini bilmeyen bir kişinin insanlar tarafından iyi karşılanması zordur. Bir kişinin asker arkadaşıyla konuştuğu şekilde amiriyle konuşmasını yadırgamamak gerekir. Toplumda sevilmek, kendini dinletmek, aranan bir kişi olmak, konuşma kurallarını bilmek ve bu kuralları uygulamakla mümkündür. Herhangi bir isteğin ifadesinde, seçilen kelimelerin ve söyleniş tarzının kişiler üzerinde farklı etkiler uyandıracağı bilinen bir gerçektir. Konuşurken dikkat etmemiz gereken unsurlarda vardır. Bunlara biraz örnek verelim. Örneğin karşımızdakilere önem vermemiz, saygılı olmamız ve övünmemiz gerekir. Dinlemesini bilmemiz gerekir. Yine bence en önemlisi samimi olmak gerekir, yapmacıklardan kaçınılmalı. Yere, zamana, duruma, muhataba göre bir konu seçmek gerekir yani boş konuşmaktan kaçınılmalı. Söyleyeceklerimizi düşünerek söylememiz gerekir. Söyleyecek sözümüz olmadığında susmamız gerekir saçmalamamız gerekir. Konuşurken ses tonuna da dikkat etmemiz gerekir.