19 Haziran 2015 Cuma

Aidiyet Duygusu Hakkında

Her tür toplulukta ve toplumda aidiyet çok önemli bir durumdur. Bir insan, kendisini hiçbir yere ait hissetmiyorsa, orada ne başarı sağlayabilir, ne de mutlu olacağından söylenebilir.
Aidiyet duygusu sosyalleşmenin en temel ihtiyaçlarından biridir. Bir yerin ortak değerlerini paylaşmak için kendimizi o yerin bir parçası olarak görmemiz gerekir. Eğer kendimizi o yerin bir parçası olarak görmüyorsak bu ortak değerler bizler için bir dayatma hissi oluşturabilir. Aidiyet duygusu insana huzur veren bir histir. Kişinin mutlu ve istekli olmasını, başarılı olmasını sağlayabilir. Özellikle şirketlerde çalışırken bizden sahip olmamız istenen duygudur. Şirketinde geleceği için ortak bir hedefe ulaşmak için olmazsa olmazlardandır. Aslında bir yandan da en çok istismar edilen duygulardan biridir. Fakat bu zaafımız, aidiyet duygusunun bizler için en temel ihtiyaçlardan biri olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Bu duygu hissedilmediği takdirde, her zaman yokluğunu hissedebiliriz. Yani aidiyet duygusu birliktelik hissi ile mutluluk ve huzur verir. 

İş hayatı açısından baktığımızda, aidiyet duygusundan yoksun olmak yani yalnız olmak, günümüz koşullarında başarılı olarak görülen birçok şeyin gerçekleşmemesine yol açar. Biraz örnekle açmak gerekirse; Düşünün bir adam var, bir yerde çalışıyor ve 1200 lira maaşı var. Hiç bir ekstra geliri de yok, bonus vs. de yok, yani sabit maaş 1200 lira. Bu adam bir toplantıya gidiyor ve bir müşteriye 40.000 tl lik bir iş satıyor. Sonra da çok mutlu oluyor hatta dans bile ediyor. Ardından çok mutlu bir şekilde "süper bir iş kaptık, harika olucak. Bu sene çok güzel günler bizi bekliyor" diyor. İşte tam olarak bu adamın sahip olduğu duyguya aidiyet duygusu denir. İyi mi, kötü mü? birşey diyemeyeceğim. Fakat sonuç olarak adam aidiyet duygusu ile kendini bir yere ait hissediyor ve mutlu. İşte bu azımsanmayacak şekilde önemlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder